TR90 Düzey 2 Doğu Karadeniz Bölgesi Artvin, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize ve Trabzon illerinden oluşmaktadır. 2017 yılı Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi (SEGE) çalışmasına göre 81 il içerisinde Trabzon 26. sırada, Rize 36. sırada, Artvin 49. sırada, Giresun 53. sırada, Ordu 60. sırada, Gümüşhane ise 64. sırada yer almaktadır. Endeks değerleri ve illerin gelişme öncelikleri düşünüldüğünde Bölge içerisindeki illerin her birinin refah düzeyinin ve bölgesel gelişme sürecine katkısının yükseltilmesi bakımından uygulanması gereken politikalar farklılık göstermektedir.
TR90 Bölgesi’nde özellikle sermaye ve işgücü gibi üretim faktörlerinin sektörler arası hareketliliğinin sınırlı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, Bölge turizmindeki gelişmeyle birlikte TR90 Bölgesi’nde sektörel baskınlığın hizmetler sektörü lehine geliştiği, tarımın payında ise, Bölge ekonomisinin fındık ve çaya bağımlığının devam etmesi nedeniyle önemli oranda değişiklik görülmediği ifade edilebilir.
SANAYİ
TR90 Bölgesi sahip olduğu nüfusa kıyasla ülke genelinden daha düşük katma değer üretmektedir. Bölge’de üretilen katma değerin sektörlere göre dağılımında hizmet sektörünün öne çıkarak sanayi ve tarımdan yaklaşık üç kat fazla katma değer ürettiği görülmektedir. Sanayinin toplam gayri safi katma değerdeki payının düşük olmasının başlıca sebepleri; Bölge’de sanayi işletmesi sayısının az olması ve mevcut sanayi dallarının katma değer kapasitesinin düşük teknoloji veya orta teknolojiye dayalı olmasıdır. Sanayinin yeterince çeşitlenemeyip genel olarak fındık, çay, madencilik, giyim eşyası üretimi gibi az sayıdaki belli alanlara dayalı kalması toplam gayri safi katma değerde sanayinin payının düşük düzeyde kalmasının diğer bir sebebidir.
TR90 Bölgesi’nde imalat sanayinde firma sayısının çokluğu açısından “gıda ürünleri imalatı”, “diğer madencilik ve taş ocakçılığı”, “diğer metalik olmayan ürünlerin imalatı”, “kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı”, “ağaç ve mantar ürünleri imalatı”, “başka yerde sınıflandırılmamış makine teçhizat üretimi”, “giyim eşyası imalatı”, “fabrikasyon metal ürünleri imalatı” ve “mobilya imalatı”; istihdam açısından isesırasıyla “gıda ürünlerinin imalatı”, “diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı”, “giyim eşyası imalatı”, “diğer madencilik ve taş ocakçılığı”, “kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı”, “metal cevherleri madenciliği”, “ağaç ve mantar ürünleri imalatı”, “başka yerde sınıflandırılmamış makine ekipman imalatı”, “mobilya imalatı”ve “fabrikasyon metal ürünleri imalatı” ön plana çıkmaktadır.
Ağırlıklı olarak fındık, çay, hazır giyim ve madencilik gibi düşük katma değerli sektörlere sahip olmasına rağmen Bölge’de silah sanayii, otomotiv sanayii, gemi inşa sanayii dalları ile tıp ve eczacılık alanlarında daha yüksek katma değere sahip ürünlerin imalatını ve ihracatını gerçekleştiren az sayıda başarılı firma bulunmaktadır. Bölge’de gıda sektöründe olgun küme özelliği görülmekle birlikte, gemi inşa ve hazır giyim sektörleri de kümelenme çalışmalarının ağırlık verilebileceği sektörler olarak ön plana çıkmaktadır. Bölge’de sanayi alanında gıda ve içecek imalatı dışında hazır giyim sektörü rekabet potansiyeli göstermektedir. Teşvikler ve işgücünün görece düşük maliyetli olması ve lojistik avantajları dolayısıyla Ordu ve Giresun illerinde hazır giyim sanayinin rekabetçiliğini yükseltmektedir. Bunun yanı sıra, gemi inşa sanayi, kuyumculuk ve silah sanayi Bölge’de mevcut bilgi birikimi ve üretim geleneğine sahip olması; Ar-Ge ve teknolojik kapasite geliştirme müdahaleleriyle ön plana çıkabilecek potansiyel sektörlerdir.
imalatta katma değeri yükseltme veya katma değeri yüksek alanlara yönelme, başarılı yönetim, yüksek ürün kalitesinin sağlanması ve korunması ve markalaşabilecek yöresel ürünlerin üretiminde uzmanlaşma Bölge imalat sanayiinin gelişimi için öncelik verilmesi gereken temel alanlardır. Türkiye’nin en önemli tarımsal gelir kaynaklarından olan fındık ve çayın Bölge’de yetişmesi ve işleme sanayiinin Bölge içinde olması ve bakır cevheri gibi yine ülke ve Bölge ihracatında önemli bir yere sahip olan madenlerin varlığı, TR90 Bölgesi’nin ulusal ve uluslararası piyasada daha fazla söz sahibi olabilecek bir ihracat potansiyeli taşıdığını göstermektedir.
TARIM VE HAYVANCILIK
Bölge’de çiftçi küçük ölçekli ekonomik yapı sergilemekte olup tarım ve hayvancılık çiftçilerin birçoğunun birincil geçim kaynağı değildir. Bu yüzden tarım ve hayvancılık üzerine ihtisaslaşma gerçekleşememektedir. Arazi yapısı parçalı ve küçüktür. Eğimli arazi makineleşmeyi engellemektedir. Aile tipi işletmecilik sebebiyle verim azalmakta, hem bitkisel üretimde, hem de su ürünleri dâhil hayvancılıkta uzmanlaşma sağlanamamaktadır.
Bölge’nin meyvecilik alanında önemli bir potansiyeli vardır. Özellikle Artvin ve Gümüşhane’deki verim değerleri Türkiye ortalamasının üzerindedir. Çay, kivi ve fındık Bölge’nin en önemli tarım ürünleridir. Fındıklıklar ve çaylık alanların birçoğu ekonomik ömürlerini tamamladıkları için rehabilite edilmelidirler. Çayda kalite problemi ile beraber işçilik maliyetleri, fındıkta arz edilen miktardaki dalgalanmalar, kivide de hasat sonrası işletmelerin yetersizliği bu ürünlerin ihracatını olumsuz etkilemektedir.
Güneşlenme süresinin yetersizliği sebebiyle Bölge’de sadece turfanda amaçlı seracılık faaliyeti yapılabilmektedir.
Su ürünleri ve hayvancılıkta yem ihtiyacı bakımından Bölge dışına bağımlılık son derece yüksektir. Bununla birlikte, Bölge’de yaşlanan nüfus ve gençlerin göç etmesi hayvancılık faaliyetleri giderek azalmasına yol açmaktadır. Tarım ürünlerinin pazarlanması bir başka önemli sorundur. Uygun bir pazar bulunmaması veya pazarı olan ürünler olsa dahi nasıl pazarlanacağının, ürünün nasıl yetiştirileceğinin, ürün yetiştirildiğinde ne kadar kazanç elde edileceğinin veya ürünün nasıl işleneceğinin bilinmemesi sebebiyle farklı ürünler yetiştirilmemekte veya yetiştirilenler ekonomiye kazandırılamamaktadır. Üretim planlaması olmaması nedeniyle de Bölge’de fındık ve çay tarımına bağımlılık oluşmakta, ilave ürünler ile ek gelir getirici modeller uygulanamamakta, sanayiye sürdürülebilir bir şekilde ham madde temin edilemediği için de gıda işleme sanayi gelişememektedir. Su ürünlerinde denizlerdeki stokların bilinmemesi, ormancılıkta da odun dışı orman ürünlerinin envanter çalışmalarının tamamlanmaması nedeniyle etkin bir planlama yapılamamaktadır. Ürünler kaliteli olmalarına rağmen coğrafi tescil sistemi ile tescillenmediği ve markalaşmaya gidilmediği için etkin olarak pazarlanamamaktadır. İşlenmiş ürünlerde çeşitlendirme yoluyla pazarlama olanakları geliştirilebilir.
TURİZM
TR90 Bölgesi’nin genel itibariyle Türkiye tüketiminden aldığı toplam pay %3,1 civarındayken, Bölge’nin Türkiye’de yapılan toplam otel ve lokanta harcamalarından aldığı pay %2 civarındadır (TÜROFED, 2011). Türkiye’nin diğer bölgelerinin turizm faaliyetlerinden almış olduğu paya bakıldığında, TR90 Bölge’sinde turizmden elde edilen gelirin yeterli düzeyde olmadığı görülmektedir. Bölge içerisinde yapılan harcamalardan otel ve lokantaların aldığı pay ise %3 civarındadır.
TR90 Bölgesi’ne gelen turistlerin büyük çoğunluğu Trabzon’a gelmektedir. Sümela Manastırı ve Uzungöl gibi önemli turistik merkezlerin Trabzon’da bulunması ve Bölge’ye son yıllarda özellikle inanç turizmi amaçlı gelen turist sayısının artmış olması nedeniyle Trabzon’un Bölge içerisinde önemli bir turizm destinasyonu olarak tanınması kaçınılmazdır. Bunun yanı sıra Bölge’ye ulaşımda sıklıkla kullanılan havayolu olanağının Trabzon’daki mevcudiyeti, Trabzon’a gelen turist sayısında Bölge’deki diğer illere nazaran önemli bir fark yaratmaktadır. Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’nda (2010) da belirtiği üzere; “Bölgeye gelişlerin yaklaşık 1/3’ü Trabzon Havaalanı; geri kalanı ise karayolu ile olmaktadır. Temel karayolu girişi ise Samsun istikametindendir.”
TR90 Bölge’sine ilişkin toplam turist sayısı 2012 yılında 4,5 milyon kişi olarak belirlenmiş verilmiş olsa da bu değerler Bölge’ye gelen toplam turist sayısını doğru bir şekilde yansıtmamakta olup mükerrer sayımlar, TR90 Bölgesi’ne gelen turist sayılarının yaklaşık olarak dahi tahmin edilememesine neden olmaktadır. Bu durum TR90 Bölgesi’nde turizm ile ilgili planlama çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. TR90 Bölgesi’ne gelen turist sayıları mükerrer sayımlar nedeniyle tam olarak bilinmese de, benzer yöntemlerle hesaplandığı için TR90 Bölgesi’ne gelen turist sayıları 2005-2012 yılları arasında karşılaştırılabilir.
Bölge dış turizminde gelen yabancı turist sayıları bakımından Trabzon ilk sırada, Rize ise ikinci sırada yer almaktadır. Yabancı turist sayıları iller bazında değerIendirildiğinde; Bölge’ye gelen turistlerin çoğunlukla Trabzon’da Sümela Manastırı ve Uzungöl; Rize’de Ayder Yaylası gibi belirli turizm merkezlerine geldikleri bilinmektedir. Artvin ise yabancı turistler tarafından özellikle eko turizm ve doğa turizmi amaçlı tercih edilmektedir. TR90 Bölgesi illerinde ortalama kalış süresi Türkiye ortalamasının altında yer almaktadır. Bu durumun temelinde TR90 Bölgesi’nde turizm faaliyetlerinin yeterince çeşitlendirilememesi ve turizm altyapısının Bölge’de yeterince geliştirilememiş olması yatmaktadır. Bölge’deki konaklama tesislerinin doluluk oranlarına bakıldığında genel itibariyle doluluk oranlarının Türkiye ortalamasından düşük olduğu, özellikle yabancı turistlere göre hesaplanmış olan doluluk oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça altında kaldığı görülmektedir. Nitekim Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’nda (2010) Son yıllarda Bölge’ye özellikle Ortadoğu’dan ve Arap ülkelerinden gelen turist sayısında da artış görülmektedir. Türkiye genelinde olduğu gibi, bu turistlerin bölgeye ulaşımı çoğunlukla karayolu ile olmakla beraber havayolu
ile gelen turist sayısında artış görülmektedir.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğa turizmi ve eko turizm alanları dışında geliştirilebilecek pek çok turizm potansiyeli mevcuttur. Örneğin; Gümüşhane’de bulunan Zigana Turizm Merkezi, Çakırgöl, Süleymaniye Kış Sporları Merkezi, Ordu’da Çambası ve Perşembe Yaylaları, Rize’de Ayder, Giresun’da Bektaş Yaylası ve Artvin’de Kafkasör kış turizmini geliştirmek için önemli potansiyel barındırmaktadır. Bunların yanı sıra; Çoruh Nehri, Harşit Vadisi, Fırtına Vadisi ve Melet Çayı su sporları açısından ön plana çıkmaktadırlar. Bölge’de bulunan Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları (YHGS) ise Bölge’de av turizminin geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır. Foto-safari, yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü, dağcılık Bölge’de geliştirilebilecek diğer turizm türleridir.
ENERJİ
Bölge, mevcut hidrolik ve termik enerji kaynaklarına ek olarak biyokütle ve rüzgâr enerjileri üretimi için de kayda değer bir potansiyele sahiptir. Biyokütle enerjisinin değerlendirilmesi hususunda, Bölge’de üretim tabanı güçlü olan fındık ve çay artıkları ile pelet üretimi ve kızılağaç gibi Bölge’de hızlı yetişmesi mümkün olan ağaç türleri ile oluşturulacak enerji ormanları TR90 için potansiyel yerel enerji kaynaklarıdır. Ordu ili de yüksek seviyede kullanılabilir rüzgâr enerjisi potansiyeli taşımaktadır.
LOJİSTİK
TR90 Bölgesi erişilebilirlik mevcut durumunun ulusal ulaştırma hedeflerini destekleyici nitelikteki güçlü yönleri; Bölge’nin uluslararası ticaret ve taşıma koridorları üzerinde olması, serbest bölgelerin varlığı ve gelişmiş gıda sektörü, çok modlu taşımacılık imkânlarının varlığı ve karayolu taşımacılık firmalarının çokluğu olarak sıralanabilir. Altyapı yönünden gelişmekte olan Bölge, bahsi geçen kamu yatırımları ile gelişimini nispeten hızlandıracak ve özellikle doğu – batı yönlü taşımacılıkta önemli bir merkez olabilecektir. Bölge’nin lojistik gelişimi önündeki zayıflıkları limanlarının atıl kapasiteyle çalışması, arazi yapısının kuzey-güney ulaşımına engel teşkil etmesi, modern depolama tesislerinin yetersizliği ve lojistik sektöründe çalışabilecek nitelikli iş gücü eksikliği olarak sıralanabilir. Nitelikli işgücü arzı Bölge üniversiteleri ve sanayisi arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesiyle artacaktır. Altyapı eksiklikleri ise, nitelikli yabancı yatırımların da teşvik edilmesiyle giderilebilecektir.
ÇEVRE ve ŞEHİRLEŞME
TR90 Bölgesi, hava kirliliği göstergeleri, kükürtdioksit miktarları, partikül madde miktarları değerleri açısından Türkiye sınır değerlerinin altındadır. TR90 Bölgesi ayrıca Türkiye geneline göre oldukça zengin sayılabilecek bir su potansiyeline sahiptir. Bölge’nin başlıca akarsuları; Çoruh, Melet, Kelkit ve Harşit’tir. Bölge, Türkiye’deki 26 havzanın üçünü bünyesinde barındırmaktadır. Bu havzalar; Doğu Karadeniz Havzası, Çoruh Havzası ve Yeşilırmak Havzası’dır.
TR90 Bölgesi bazında atık yönetimine bakıldığında illerin çoğunda vahşi depolama yapıldığı, hatta bazı illerde atıkların düzensiz olarak deniz ya da dere kenarlarına atıldığı bilinmektedir. Bölge illerinin bir kısmında düzenli depolama sahası mevcut olmasına rağmen, depolama sahaları yeterli değildir.
Kent içi ve bölge içi ulaşım ağlarının sistematik ve planlı bir şekilde kurgulanmamış olması hâlihazırda lineer büyüme modeli eğilimi gösteren Karadeniz kentleri için sorun teşkil etmektedir. Daha detaylı bir açıklama yapılması gerekirse, kentsel hizmetlere erişim ve kentsel hizmetlerin sunumu noktasında kıyı bölgelerinde bir yoğunlaşma gözlenirken, kentin iç bölgelerine doğru kentsel alt merkezlerde yetersiz kent hizmetleri sunumu ve kentsel hizmetlere erişme noktasında sıkıntılar gözlenmektedir. Kent içi ulaşım ağlarına bakıldığında kuzey-güney yönlü ulaşım bağlantılarının kent içi erişimde dahi yeterli düzeyde gelişmediği görülmektedir. Bölge illerinde kent içi ulaşım modlarının, intermodal ulaşım sistemleri şeklinde kurgulanabilmesi güçtür. Bunun en temel nedenlerinden biri topografik engellerdir. Kuzey-güney yönlü kent içi ulaşım akslarının gelişmemiş olmasının yanı sıra, Doğu-Batı akslı gelişmiş olan ulaşım sistemlerinin de çoğunlukla tek ana arter üzerinde yoğunlaşması, kent içerisinde oluşturulmuş olan kentsel odakların kıyı bölgelerinde baskı oluşturmasına neden olmaktadır. TR90 Bölgesi illerinde gözlemlenen bir diğer olgu ise; kentin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan yapıların birer çekim merkezi olarak değerlendirilememesidir. Genel itibariyle TR90 illerinde kentsel çekim merkezleri oluşturulamamış ve gereken peyzaj öğeleriyle desteklenememiştir. Karadeniz kentlerinde meydan olgusu da gelişmemiştir.